Sözüm Naylon Gazetelere..
Geçtiğimiz gün Yerel Gazetelerde çalışan arkadaşlarımızdan telefon yağmaya başladı.
Basın İlan Kontrol Kurumu gazetelere ve gazete basan matbaalara ani bir denetleme yapmışlar, buna baskın da diyebiliriz.
Aslında geç alınmış karar.
İzmir’de 7 tane günlük Basın İlan gazetesi var.
Birkaç yıl öncesine kadar günlük 3 bin adet bayi satış mecburiyeti vardı, yüzde 25 iade ile birlikte 3.750 adet baskı mecburiyeti, ve enson 24 sayfa ulusal boyut zorunluluğu vardı.
Basın İlan Kurumu’na batacağız, biteceğiz diyerek yapılan yalvarmalar sonucu 2400 baskı, 16 sayfa ya düşürülerek destek vermişti BİK.
Yerel gazetelere çok şans tanındı aslında.
“Kendinize çeki düzen verin” mesajı verildi.
Ama Siyasi Genel Yönetimlerin kötü haber çekinceleri kısaca korkuları diyelim denetlemeye engeldi.
Aman bizim için kötü bir şey yazmasınlar çekincesi bölge Basın İlan Müdürleri’nin, aman ben kötü adam olmayım düşüncesi bu durumlara getirdi yerel gazeteleri.
70 yılın üstünde yayına çıkan, ikinci kuşakların yönettiği gazeteler var.
Bunların hepsi saygın gazeteler.
Öve öve bitiremem anlatmaya kalksam.
Ama gel gelelim durum göründüğü gibi değil.
Gerçek Gazeteci kimliğinde olan kişiler gazetecilik yaparken aynı zamanda gazete işletmesi yapmakta zorlanıyorlar.
Çünkü gerçek işleri gazetecilik.
Şimdi bu denetleme de bütüne yakını para cezası aldıklarını okudum, böyle birkaç defa daha olursa basın ilan gelirleri tamamen kaldırılacaktır.
Çözüm ne derseniz, bu işin çözümü vatandaşın okuma alışkanlığı.
Yani çözüm koca bir sıfır.
Gazeteler son satış bayiinde rafta halk tarafından satın alınabiliyorsa ne ala.
Z kuşağı ve bir önce ki kuşak cep telefonları ve ellerinde ki cihazlardan ve sosyal medya hesaplarından son dakika haberini alıyorlar.
Gazeteler de bunu okumak isterseniz bir gün sonra anca okursunuz, eskimiş haber olarak.
Basın İlan Kurumu 5 yıl önce web sitelerinizi yenileyin teknolojiye ayak uydurun diye ek gelir kaynağı çıkarmıştı.
Ama gazete sahipleri ve yöneticileri o kadar yabancı ki bu gelişmeye, sonuç bu oldu işte.
Son 5 yılın İletişim ve Gazetecilik Mezunları bu gelişmeyi gördü.
Yeni jenerasyon gazeteci gençler hemen yeni isimlerle teknoliye ayak uydurdu.
Kısaca Yeni Nesil Medya işine hemen uyum sağladı.
Şimdi Basın İlan Kurumu İzmir’de her yerel gazeteye 2 bin 400 satacaksın günlük diyor.
İnternet Gazetecileri bir haber yapıyor en az 15 bin okunuyor.
Günlük 1 milyon tıklama ile okunan İzmir’de haber siteleri var.
Bu genç arkadaşlar varlarını yoklarını, sokaklarda yağmur çamur demeden gezerek yaptıkları haberlerden kazandıkları paraları, kendi yeni medyalarını geliştimek yatırdı.
Şimdi Günlük Gazete sahipleri bana kızacaklar ama kusura bakmasınlar artık iş işten geçti.
Sen günde 2 yüz gazete bayiide satamadığını Basın ilan kurumu da biliyor, sen de biliyorsun.
Çünkü devlet sana ayda 400 bin tl ortalama para veriyor.
130 ila 150 bin tl arası baskı maliyetin var.
22 kişi 212 sigortalı yani Basın kartlı çalıştırmak zorunluluğu getiriyor.
Hiçbir gazete 22 kişi basın kartlı gazete için de çalıştırmadığını sağır sultan biliyor.
Sarı basın kartını kullandığınız emekli yada haybeden alınmış kişileri maaş kartları gazete sahiplerin de olduğunu kimse bilmiyor sanmayın.
Daha çok anlatırım da çalışan emekçi kardeşlerimizin ekmeğinizle oynamak istemem,
Benim anlatmak istediğim internet medyacıları savaş içindeler, siz de internet medyacıları ve sosyal medyalardan aldığınız haberleri gazeteyi doldurmak için kullanmayın.
Yazık bu genç çocuklara,
Bakın İzmir’de Son dakika diye sosyal medya grubu var,
Kadir Barış inanılmaz bir çıkış yakaldı, genç bir beyin,
İnanın haber Ajanasları son dakika haberlerini bunlardan alıyorlar.
Sizin Özel Haber yapacak muhabir bütçeniz yok, ama bu kardeşimizin 800 binin üstünde gönüllü muhabirleri var.
Paylaşmayı bilseniz bu genç Çocuklar’la neler yaparsınız.
Ama “Hep bana Rabbena”
Yok artık böyle bir şey, ya yapacaksınız ya yapacaksınız.
Devlet’te sizi bir yere kadar taşır.
Hergün sokakta gezen kardeşlerim var, siyaseti, kentin sorunlarını birebir kovalayan çocuklar.
Bakın size İzmir’i son dakika habersiz bırakmayan birkaç arkadaşımızın Haber siteleri ve savaşçı sahiplerini yazayım, Medya Ege Arif Çayan, Gerçek Haberci Adem Nakçı, Gündeme Bakış Onur Çakır, Öncü Şehir Mevlüt Kömür ve Mevlüt Dağdeviren, Ege Postası Mithat Umutoğulları, Ege Haber Fatih Demir, Ege’nin Sesi Sinan Kara, Ege’de Sonsöz Fatih Yapar, İz Gazete Ümit Kartal, Yargının Nabzı Cumhur Erkek gibi Yeni Nesil Medyacı’lar var.
Bu kardeşlerimizin, bu günlük gazeteler gibi devletten geliri olmadan nasıl ayakta durdukları İletişim Fakültelerinde ders olarak okutulmalı.
Yani kısaca Basın İlan Kurumu günlük gazetelere verdikleri paranın çeyreğini internet medyacılarına verse bu çocuklar daha neler yaparlar düşünemiyorum bile.
Oturduğunuz yerden para kazanma, hatta Cemiyet gazetesi başına geçerek Milletvekili olma beklentileri de artık zor gibi gözüküyor.
Daha çok para kazanma hırslarınızı bırakın, saygın mesleğinizi yapın,
Bakın halkın saygısının bitmek üzere olduğu mesleği ayaklar altına sermeyin hele bu şehir de.
Devletten gelen parayla bina almayın demiyoruz, başka işler yapmayın demiyoruz, çağa ayak uydurun haybeden gelen parayı biraz ARGE’nize yatırın diyoruz.
Özel haberler yapın diyoruz,
Kentin ekonomisine katma değer yaratın diyoruz,
Asgari ücret alan çalışanlarınıza biraz daha fazla verin diyoruz,
O zaman herşey güzel olacak diyoruz.