Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
3. SAYFA

MHP Genel Başkanı Bahçeli: (Terörsüz Türkiye) YPG/PYD’nin süreci ağırdan alması kabul edilemez bir çirkefliktir

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Terörsüz Türkiye’nin menziline adım adım yaklaşılırken YPG/PYD’nin süreci ağırdan alması, gelişmeleri sakatlama arayışı kabul edilemez bir çirkefliktir.” ifadelerini kullandı.

Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti devletinin, muazzam bir aklın, muharrik bir ahlakın, mutena bir sabrın, muhteşem ve müteyakkız bir mücadelenin iman ve iradeyle yoğrulması mucibince tarih sahnesindeki yerini aldığını belirtti.

Türk milletinin bağımsızlığının çok ağır bedeller ödenerek, vatan topraklarının her karışının şehit kanlarıyla örtülerek, nice feragat ve fedakarlık örnekleriyle kazanıldığını aktaran Bahçeli, dün olduğu gibi bugün ve yarın da istiklal ve istikbal haklarının muhafaza ve müdafaasının toplu vuran milli yüreklerin şeref ve namus meselesi olarak görüleceğini, hiçbir şekilde taviz veya teslimiyet bahsinden söz açılamayacağını kaydetti.

Bahçeli, Türkiye’nin her alanda barış ve kardeşliği tesis ve temin ederek Cumhuriyet’in yeni yüzyılında gücüne güç katacağını, muadil ve mütehakkim ülkelere fark atacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Bilhassa etnik ve mezhep temelli bölücülüğün bütün izleri kazınıp ‘Terörsüz Türkiye’nin tam ve eksiksiz ikmaliyle birlikte sosyal gelişme, milli bütünleşme, ekonomik büyüme sacayağında medeniyetler liginde liderliğe oynayan, ülkeler arasında sivrilip öne atılan bir devletin doğuşu beşeriyetin gözü önünde cereyan edecektir. Hamdolsun ülkemizin varlığı ebedi, vakarı ve vaziyeti müessirdir. Başkent Ankara, yalnızca yönetim merkezimiz değildir. Aynı zamanda Anadolu jeopolitiğinin gerçeğinden doğmuş stratejik mihverimizdir. Tarihin derinlerinden beslenen ve ders çıkartan devlet ve yönetim aklının da siyasi karargahıdır. Bunun yanı sıra varlığı ve sürekliliği hem bu günümüzün hem de kutlu ülkülerimizin devamı ve güvencesi olacaktır.”

“Bugünkü gerçekler, maruz ve muhatap kaldığımız sorunları, başka başkentlerden bakarak çözme imkanı vermemektedir.” ifadelerini kullanan Bahçeli, yeryüzünün her noktasına Ankara’dan bakmanın mecburi olduğunu vurguladı.

“Ankara’nın ve Türkiye’nin güvenliği en yüksek hassasiyettir”

Devlet Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Başka başkentlerin veya merkezlerin tesirinde kalarak yapılacak yorum ve yaklaşımları savunmak, düşürülmek istenen küresel tuzaklar için bir bahane yaratacaktır. Ankara’nın ve Türkiye’nin güvenliği en yüksek hassasiyettir. Türkiye mevcut ağırlığı ve potansiyeliyle bölgesinde hayata tutunmak için çığlıklar içinde çırpınan mazlumlar için güven kaynağı ve ihtiyaç halinde barınacakları en emin sığınaktır. Türkiye’nin varoluşu geniş bir coğrafi ve jeopolitik eksende zorda kalanlar için umut ve ufuktur. Kerkük’ün, Gazze’nin, Urumçi’nin, Kudüs’ün, Tebriz’in, Arakan’ın, Trablus’un, Şam’ın ve daha nice hatıramızda mühim ve müstesna mevkii bulunan gönül coğrafyalarımızdaki şehirlerin ve buralarda yaşayan kardeşlerimizin ıstırapları milli yüreklerde biteviye hissedilmektedir.”

Barbar bir abluka altında tutulan Gazze’de özellikle çocukların açlık ve susuzluktan can verdiğine dikkati çeken Bahçeli, insanlık değerlerini alaşağı eden, hiçbir kitap ve inançla bağdaşmayan siyonist caniliğin, Gazze Şeridi’ne mezalim ve merhametsizlik çukuru kazıdığına, kimi bulduysa içine attığına işaret etti.

“Birleşmiş Milletler teşkilatına üye ülke olma yeni baştan gözden geçirilmelidir”

“Birleşmiş Milletlerin açlık içinde kıvranan Gazzelilerin ‘yürüyen cesetlere benzemeye’ başladığını açıklaması kelimenin tam anlamıyla sefalet içinde debelenen ikiyüzlülüktür.” ifadesini kullanan Bahçeli, şöyle devam etti:

“Bu çerçevede kanayan insani ve uluslararası sorunları etkisiz, aciz ve atıl halde seyreden Birleşmiş Milletler teşkilatına üye ülke olmanın bir anlamı olmadığından bu kuruluşla ilişki ve irtibat yeni baştan gözden geçirilmelidir. Ahlaken ve hukuken sorumluluk taşıyan uluslararası bir kuruluşun kitlesel açlık ve şiddet kurbanı olan milyonlarla ilgili durum tespitiyle oyalanması korkunç bir tükenmişliktir. Bir damla su, bir dilim ekmek, nefes alacak kadar da haysiyet ve hürriyet arayışında olan Gazzeli kardeşlerimizin yokluğa, yoksulluğa ve yok oluşa hapsedilmesi içinde bulunduğumuz çağın dehşet uyandıran trajedisi ve sistematik katliam tipolojisidir.”

Terör devleti İsrail’in Gazze’ye gıda ve su ulaşımını engellemesinin eşi ve benzeri görülmemiş kana susamışlık olduğunu belirten Bahçeli, bölgesel ve küresel barış görüşmelerinin ana üssü olan, savaşan veya çatışan tarafları müzakere ve mutabakat masasına çekme muvaffakiyeti gösteren Türkiye’nin aktif, atik, atılgan ve çok boyutlu diplomasi kanalıyla Gazze’ye insani yardımların sevk edilmesinde öncü rol oynamasının kaçınılmaz bir insani ihtiyaç olduğuna işaret etti.

“İsrail’in sonunu hazırladığı açık ve ortadadır”

Devlet Bahçeli, İslam ve Arap ülkelerinin Gazzeli çocukların feryat figanlarına sessiz kalmalarının, en azından harekete geçmekte oldukça gecikmelerinin utanç duyulacak bir samimiyetsizlik olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

“İsrail’in sonunu hazırladığı açık ve ortadadır. Geride kalan 20 ay içinde 5 ülkeye saldıran, devamlı alarm durumunda bulunan, insani, hukuki ve vicdani değerlerden bütünüyle sıyırılıp ayrılan İsrail’in hem bölgemiz hem de küresel sistem içinde tahammülü mümkün olmayan bir sınıra dayandığı da bir başka gerçektir. Suriye’nin siyasi ve toprak bütünlüğünü sarsmanın yanında sosyal ve toplumsal dengesini bozucu müdahalelerin orta yerine konuşlanan İsrail hükümetine, inanıyorum ki en ağır faturayı savaş karşıtı İsrail toplumu kesecektir. Netanyahu akıttığı kanların hesabını damla damla verecek, aldığı ahların hitamında hayatı boyunca rezil rüsva olmuş bir soykırımcı olarak anılacaktır. Bu gelişmeler yaşanıyorken Fransa’nın Filistin’i tanıyacağını açıklaması son derece saygın bir karardır. Dileğimiz, bu cesur, isabetli, hakbilir ve haktanır kararların dalga dalga yayılması, soykırım şebekesi İsrail’in hür dünyadan soyutlanması ve dışlanmasıdır.”

“Artık terörizmle geçirilecek bir anımız kalmamıştır”

Suriye’de SDG kisvesine bürünen YPG/PYD’nin 10 Mart mutabakatına hala riayet etmemesi, hem Şam yönetiminin hem de Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden temas ve faaliyetlerini ara vermeden sürdürmesinin tarihi bir yanlış olduğunu vurgulayan Bahçeli, bu yanlıştan derhal dönülmesi ve Paris’te yapılan görüşmelerde gündeme geldiği üzere 10 Mart mutabakatına harfiyen uyulması gerektiğini belirtti.

Bahçeli, ardı arkasına patlayan skandallarla çalkalanan ABD yönetiminin ise “tavşana kaç tazıya tut” politikasından vazgeçmesi, el altından sürdürdüğü İsrail havariliğini sonlandırması, YPG/PYD’nin tasfiyesine dürüstçe destek olması gerektiğini aktararak, şu değerlendirmede bulundu:

“Terörsüz Türkiye’nin menziline adım adım yaklaşılırken YPG/PYD’nin süreci ağırdan alması, gelişmeleri sakatlama arayışı kabul edilemez bir çirkefliktir. PKK’nın kurucu önderliği tarafından 27 Şubat’ta yapılan ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ örgütün tüm bileşen ve yapıları için bağlayıcı ve geçerlidir. Milliyetçi Hareket Partisi için dikkate alınması gereken asıl çağrı, bahse konu İmralı çağrısıdır. Hiç kimse suyu yokuşa akıtacağı zehabına kapılmamalıdır. Bir yanda ülkemiz diğer yanda bölgemiz terörden arınacak, birlik, dirlik ve kardeşlik barışçıl bir atmosferde kökleşecektir. Tarihi geriye sarmak hayal ötesi bir beklentidir. Artık terörizmle geçirilecek bir anımız kalmamıştır.”

Terörsüz Türkiye hedefiyle Meclis’te kurulacak komisyonda yer alacak isimler belli oldu

TBMM’de kurulacak 51 üyeli Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonuna da her partinin katılıp tarih ve millet huzurunda sözünü ve görüşünü paylaşması, demokratik sınırlar çerçevesinde tartışmaların sağduyuyla yapılmasının Türkiye’nin geleceği adına altın bir fırsat olduğuna işaret eden Bahçeli, şunları kaydetti:

“Milliyetçi Hareket Partisi söz konusu komisyona 4 değerli isimle katılacak olup bu isimler, Genel Başkan Yardımcımız ve İstanbul Milletvekilimiz Sayın Feti Yıldız, Sakarya Milletvekilimiz ve Anayasa Komisyon Üyesi Sayın Muhammed Levent Bülbül, Kırıkkale Milletvekilimiz ve Adalet Komisyon Üyesi Sayın Halil Öztürk, Tokat Milletvekilimiz ve Adalet Komisyon Üyesi Sayın Yücel Bulut’tur. Nitekim ve nihayet bir darbımesel yaygınlığı kazanan ‘Barika-i hakikat, müsademe-i efkardan doğar’ sözü, yani fikirlerin çarpışmasından hakikat güneşinin doğacını belirten veciz ifade gerçekçi ve gerekli manasını bulacaktır.”

Bahçeli, CHP’nin mezkur komisyona katılmayı şartlara bağlaması ve sürekli ayak diremesinin esasen “Terörsüz Türkiye”den duyduğu kaygının eseri olduğuna işaret ederek, “İpi sapı birbirine karışmış olanların hamaset ve habasetle karılmış siyasetleriyle ortalığı bulandırma sebebi ise terörün milletimizin gündeminden çekilip çıkarılmasıyla tezgahlarının kapanacak olmasından dolayı korkuya kapılmalarıdır.” ifadelerini kullandı.

Devlet Bahçeli, şöyle devam etti:

“Ankara’da esip gürleyen bayağı siyasetçilerin birdenbire Diyarbakır’a giderek munis ve müşfik bir tavra gömülmeleri tanımı ve tarifi olmayan ilkesizliğin, siyasi ahlaklarıyla mündemiç olan dönekliğin mahsulü ve mecmuudur. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı’nın vatan ve millet sevdasının sadakası verilecek olsa yedi ceddine fazla gelecek olan siyasi curcuna faillerinin milliyetçilik üzerinden istismar sayfası açma teşebbüs ve tevessülü ayıplı ve ahlaksız bir savrulmanın ağır kusurundan başka bir şey değildir. Milliyetçi Hareket Partisini mesnetsiz suçlamalarla durduracağını, melanet iftiralarla yıldıracağını sanan garabet ve gaflet yuvalarına sadece acıyor, onları aziz milletimizin vicdan terazisine havale ediyor, satışı ve hıyaneti en iyi kendilerinin bileceğini, bu hususta ustalaştıklarını herkese bildirmeyi yararlı görüyorum. Diri tutulmuş duyguların, milli birlik ve huzura hizmet eden bir duruşun elbet bir gün hakkın ve haklının tecellisini göreceği, bunun için de ara vermeksizin mücadele edeceği tartışmasızdır.”

“Türkiye’mizin güçlenmesi için her çalışmayı yapmakla mükellefiz”

Tarih harcının sabır, akıl, şuur ve inançla karıldığını, hamaset ile realitenin bağını kopartmadan hayata ve hadiselere bakışın en sağlıklı ve doğru yol olduğunu Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı kadar tecrübe etmiş bir başka siyasi oluşuma hiç kimsenin tanıklık edemeyeceğini vurgulayan Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

“Bu kapsamda, duygularımızla gerçekleri, olmasını istediklerimizle yapabileceklerimizi, bugünümüzle hayallerimizi hesaba katan bir yorum sentezine ulaşmak lazımdır. Öncelikle, Türkiye’mizin yükselmesi, zenginleşmesi ve güçlenmesi için elimizden gelen her çalışmayı yapmakla mükellef olduğumuz unutulmamalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi tek ses, tek nefes, tek yürek halinde Terörsüz Türkiye’ye inanmakta, aynı zamanda siyasi çıkar hesabı yapmadan, nefsin tasallutuna kapılmadan, sağın solun tahrik ve telkinine aldırmadan önce ülkem ve milletim anlayışına barış ve kardeşlik ruhuyla bağlanmaktadır. Bilinmesini isterim ki, dün yapılan İl Başkanları Toplantımız bunun göz kamaştıran timsali olmuş, davasına ve ülkesine sadakatle hizmet eden dava arkadaşlarım bir kez daha serdengeçti yürekleriyle Türk milletinin ve Türkiye’nin yoluna baş koymuşlardır. Hepsine müteşekkirim, hepsini de hasretle ve muhabbetle kucaklıyor, Cenabıallah’a emanet ediyorum.”

DİĞER GALERİLER

TÜMÜ

Diğer Galeriler

Foto Galeri Ana Sayfa